31 Ocak 2008 Perşembe

COMBA'NIN EVİ(2)

Combanın evinde ki anılarımı yazmaya devam edeceğim.Aslında kronolojik bir sırayla yazmayı düşündüm.Bir olaydan; ileri geri zamanlara sıçramayı pek kafa karıştırıcı buluyorum.
......
Unutmadığım anılardan biri halamın nişanlısına kaçışıdır tabi.Halam dediysem halada sayılmaz.Abla demek daha doğru olur.Ben 5 yaşındayken bizle kalmaya başladı ve evde hep ablamız gibiydi.
Tütün meşekkatli bir iştir,uğraşanlar bilir.Sabah daha ezanlar okunmadan kırılmaya gidilir,güneş yükselip elde zifri yapışır hale gelince kırım işi bırakılıp eve dönülür ve dizmeye devam edilir.Sık yaprak geldiği dönemlerde ikindi vaktide kırmaya gidilir.Tepesalak ta ki tarlaya gidilicekti.Tabi halamla ben gideceğim.Bende 8-9 yaşlarındayım.Havalar sıcak,ırmak güzel.Dutlar varmıydı yokmuydu bilmem.İkindi vaktide tüm çocukların eğlendiği zaman dilimi tabi.halamda nişanlısıyla anlaşmışlar önceden tarladan sepeti bırakıp elele kaçmışlar.Bana hadi akşama annene derim tarlaya gel gibi bir şey demedi tabi.Hatta büyük ihtimalle sen arkadaşlarınla oyna diye teşvikte etmiştir.:)
Akşam ben oyundan eve geldimki evde bir değişik hava var.O arada şervandan annemin teyzesi bir misafirimizde evde.Halamın kaçtığı anlaşılmış.Annem sen tarlada değilmiydin dedi.Hık mık tabi mesele anlaşıldı.Annem beni bir güzel patakladı.Annemin pataklaması genelde çatalmaşayladır.Ama acıttığı için kenarıyla vurmazda yatay vurur birde eli kısılır. Ona da kızar daha da vurur:)Neyse ben içeride ki odaya ağlamaya gittim.Onlar salonda yorumlar yapıyorlardı.
Bir müddet yüzükoyun yatıp ağladıktan sonra baktım ocaktan güzel kokular geliyor.Ne var diye açtığımda baktım bir küçük tencere dolusu taskebab.Taskebab deyince şehirde yetişenler lokantalarda yedikleri o patatesli taskebablarını canlandırmasın gözlerinde.Şimdiki neslin şömine dediği bizim ocak dediğimiz közde hafif hafif pişerdi o.Birde tencerenin içine ters bir tas kapatılıp üstüne ağırca bir taş konurdu ki buharı dışarı kaçmasın diye.Yani; aslında burda anlatmak istediğim halamın kaçışından ziyade, benim hayatımda yediğim ve hala lezzeti damağımı sızlatan o nefis taskebabıdır.
Kimsenin yemek yiyelim dediği yok.Ben bir ekmekle başladım taskebabını yemeye.Neden sonra misafir var sofrayı kuralım hadi dendiğinde ben bir dayak daha yedim tabi:)Tas kebabından geriye az bir şey kalmıştı.
....
1984 yılında barajdan köydekiler kalkıp başka diyarlara göç ettiğinde bu halamda hatay reyhanlı tayfur sökmen köyüne iskan edildiler.2007 yılına kadar bir daha görememiştim.23 sene sonra bu yaz bir iş dolaysıyla o tarafa gittiğimde tekrar görüşmek nasip oldu.neticede benim çocuklarım ve onun çocukları birbirini tanımadan büyüyecekler.Sonrakiler tamamen birbirlerinden kopacaklar.Bu platformun bir başlangıç olmasını ümit ediyorum.

Hiç yorum yok: